14 Mayıs'ta yapılan genel seçimle birlikte bakanlık dönemi biten ve AK Parti'den İstanbul milletvekili seçilen Süleyman Soylu, Kabine'de birlikte görev yaptığı isimlerin çoğunluğunun aksine gündemde kalmaya devam ediyor.
Son dönemde suça karışan çok sayıda kişiyle çektirdiği fotoğraflar ortaya çıkan ve art arda gündeme gelen kareler üzerinden ağır eleştirilerle karşılaşan Soylu, Gazete Duvar'a verdiği röportajda bu konuya da değindi.
Son olarak polis Şeyda Yılmaz'ı şehit eden 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti'nin çocukluğunda kendisiyle çektirdiği fotoğraflar üzerinden eleştirilen Soylu "Sizinle ilgili fotoğraf konusu oldukça sık gündeme geliyor. Keşke bu kadar fotoğraf vermeseydim dediğiniz oldu mu?" sorusuna şu yanıtı verdi; "O çocuk 13 yaşında çocukken benimle fotoğraf çekilmiş. Biz siyaset yapıyoruz, özellikle cep telefonları yaygınlaştıktan sonra fotoğraf çektirmek hayatın olağan akışının bir parçası oldu. Ben çok halkın içerisinde İçişleri Bakanlığı yaptım. Çünkü ben siyasetten geliyorum. Hatırlarsınız, Karlov suikastı oldu benim İçişleri Bakanlığı günlerimde. Ben Karlov suikastının yaşandığı olay yerine koşarak gittim. Bakanlıktan oraya koşarak gittim. Ve içeri girdim, daha çatışma sürüyordu. Ben bu işlerden çekinen bir adam değilim ki. Hiç çekinmedim hayatımda. Şimdi eğer bir hukuksuzluk içerisinde olursanız çekinirsiniz.
Ben sadece İçişleri Bakanlığı fotoğraf makinesiyle 2 milyon fotoğraf çektirmişim. Bizim arkadaşlarımızın tahminlerine göre Türkiye'nin yedide biriyle fotoğraf çektirmişim. Bu kadar fotoğraf içerisinde işimi de yapmışım. Yani bana şunu söyleyemezler. Süleyman Soylu fotoğraf çektirdi, iş yapmadı. Bunların içerisinden suça bulaşmış olanlar olabilir. Benimle fotoğraf çekilmeleri onların hukuki süreçlerini engellemiş mi? Başına gelecekleri engellemiş mi? Bunun üzerinden spekülasyon üretmek elbette ki özellikle siyasetçilerin kendi ayaklarına sıkması anlamına gelir. Benim öteki dünyama katkıda bulunuyorlar. Allah razı olsun demek lazım."